Savaş, dostluk, aşk, intikam ve hırs kadar eski bir mazisi olan ticaret, gündelik hayatın vazgeçilmez bir unsurudur. İnsanların karşılayamadıkları ihtiyaçlarını, ürettikleri nesnelerle değiştirmesi prensibi üzerine kurulan ticari ilişkiler, Orta Çağ devletlerinin de önem verdiği hususlardandır. Ticaret sayesinde elde edilen yalnızca mal, para ve prestij değildi. Sonu gelmez seyahatleriyle diyar diyar dolaşan tüccarlar yalnızca satılacak değerli eşyaları değil, kültürleri, dilleri, inançları ve yeni haberleri de taşıyorlardı. İnsanlığın maddi ve manevi birikimlerinin taşınmasında kritik rol oynadıkları ortada. Arkeolojik çalışmalar sonucunda elde edilen nümismatik veriler, ticaretin en canlı tanıkları olarak gözler önünde duruyor. Bizans İmparatorluğu, İslâm ve Avrupa devletleri arasında ticareti yapılan mallar arasında neler yoktu ki? Altın, gümüş, değerli taşlar, köleler, baharatlar, ipekler, parfümler, mücevherler, hayvan derileri, deri mamulleri, lüks tekstil ürünleri ve nice eksantrik eşya… |
İlgili dönemi çalışan birçok değerli akademisyenin birlikte kaleme aldığı Orta Çağ’da Ticaret başlıklı bu çalışmada; bölgeler, ülkeler ve diplomatik ilişkiler üzerinden ticarete geniş bir yelpazeden bakılmaktır. Aynı zamanda Orta Çağ dünyasında çeyiz, mızrak, yeşim taşı ve köle ticareti gibi çok çeşitli sektörler üzerinden dönemin sosyoekonomik ve kültürel yapısına ışık tutulmaktadır. Devletlerin ticareti nasıl ve hangi amaçlarla yaptıkları bu kitabın büyük resmini oluşturmaktadır.