Bir zamanlar mektup yazardık...
Dolmakalemler konuşurdu kâğıt üstünde...
Sonra zarfa koyar pulunu yapıştırır da postalardık gideceği yere...
Hele o süslü kâğıtlara yazılan aşk mektupları yok mu?
Onları yazarken duyulan heyecan kalemi tutuşa yansır kalem ya mutluluktan dans eder ya da kederinden ağlardı kâğıt üzerinde gidip gelirken...
Gözyaşları bazı kâğıtları zarfları ıslatırdı ki bunların bir kısmı sevinç gözyaşlarıydı aslında ama postacı bunu bilemezdi tabii...
İşte aşk mektupları en özel olanlarıydı.
Bu aşklara bu aşkların neşesine ya da kederine ortak olmak istemez misiniz?
Hele bir de nostalji yapıp da Osmanlı dönemine doğru bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?