Osmanlı topraklarına ayak basan ilk Amerikalı misyonerler Parsons ve Fisk zorlu yolculuk ve iklim koşullarına salgın hastalıklara ve her türlü güvenlik tehdidine rağmen Anadolu ve Mezopotamya'yı keşfediyor tanıştıkları her insanı yozlaşmış olduğu önkoşuluyla aydınlatıyor ve misyonlarını tamamlayarak bu uğurda bu coğrafyada hayatlarını kaybediyorlar. Bu sıradışı yolculuğun hikâyesi dünyaya nizam getirme iddiasından vazgeçmeyen Amerika'nın ilk adımlarını
keşfetmek için Dergâh Yayınları'nda.
American Board'un talimatlarından:
"Kuracağınız misyon dünyanın Tanrı'yı erdemi ve saadeti geri kazanması adına tesis edilmiş çok geniş ve dahi sürekli genişleyen bir hayır faaliyeti sisteminin bir parçası olarak telakki edilecektir. ... Gerçekler birer ışıktır; belirli başlangıçlar birer ışıktır; tecrübenin apaçık sonuçları birer ışıktır; kötülükler ve onların çarelerine dair yapılan ikazlar birer ışıktır. Dünyanın veya ondan bir kısmının durumunu Hıristiyanların görüş alanına açmak ve iyileştirmenin yollarını ve araçlarını göstermek mümkün olanın gerçekleştirilmesine yönelik büyük katkı sağlayacaktır."