Türk milleti dünyanın eski milletlerindendir. Bilinen tarih bunun 3 bin yılın üzerine çıkarabilmektedir. Bu yüzlerce yılda Türk milleti, dünyayı en çok etkileyen milletlerden biri olmuştur. Bazı Batılı tarihçiler bu etkiyi doğudan batıya kültür ve medeniyet taşımakla sınırlandırsa da tarih, Türk milletinin kendi başına kültür ve medeniyet var ettiğini bizlere gösteriyor. Bu kültür ve medeniyetin zirvesi ise on altıncı ve on yedinci yüzyıllarda Atlas Okyanusu’ndan Çin Seddi’ne kadar uzanan büyük coğrafyada yaşanmıştır. Fakat zirve dönemden itibaren ve sonraki yüzyıllarda tarih, Türk milletinin aleyhine işlemiş ve bizleri bugüne getirmiştir. Peki bu zirveye çıkış ve tersine dönüş nasıl yaşandı? Elinizdeki eser odağını Türk tarihinin son parlak dönemini yaşayan Osmanlı İmparatorluğu’na alıp bu soruya cevaplar aramaktadır. Necdet Sevinç; iktisattan eğitime, siyasetten askeriyeye ince eleyip sık dokuyarak okuyucusunu tarihte bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculukta pek çok hatayla, ihanetle, kahramanlıkla ve fedakarlıkla karşılaşacaksınız.
Dönme
devşirme, Enderun iktidarınca “Celali İsyanları” ya da “eşkıya eylemleri” olarak tanımlanan ancak bizim, dönme
devşirme, Enderun iktidarında pekişen Osmanlı egemen sınıfına karşı Türk milletinin milliyetçi başkaldırı hareketleri olarak
niteleyeceğimi z Anadolu ayaklanmalarının çeşitli sebepleri vardır. Türk soyunun, kendi devletine sahip olmak için başlattığı bu
başkaldırılar, bir iki çalışmanın dışında ciddi inceleme konusu yapılmamış, konuyu inceleyen bir kısım yazarlar da olaylara sınıfçı
bir yaklaş ımla bakmışlardır. Oysa uzun yıllar Anadolu’yu sarsan ve Osmanlı egemen sınıfını ciddî endişelere sevk eden isyanların
iktisadî, idarî sebepleri olduğu gibi, millî sebepleri de vardır.