“Prenses Fausta’ya, İspanya kralına ve dehşet verici engizisyona meydan okuyan ve onları alt eden, bütün bunları sadece bir arkadaşına unvan ve servet sağlamak için yapan bu eşine rastlanmadık adam kimdi? Tanımadığı bir delikanlıya yardım etmek uğruna hayatını çılgın bir tasasızlıkla tehlikeye atıveren, kralın emirlerini büyük bir vakarla hiçe saymasını bilen bu insan kimin nesiydi? Bir krala yaraşır ihtişam ve zenginlik içinde yaşayabilecek kadar geniş topraklara sahipken, bu toprakları yoksullara bırakıp ucuz ve gösterişsiz bir handa, sıradan bir yolcu, hür bir serüvenci gibi yaşamakla adeta övünen bu adam nasıl bir kişiydi?”
İspanya macerası başarıyla sona erip IV. Henri Fransa tahtına oturunca, Pardaillan izini kaybettirip kendi halinde yaşamaya başlar. Aradan yaklaşık 20 yıl geçer... Fransa’daki taht mücadelesi bitse de Paris sokaklarında yepyeni bir koşuşturmaca vardır: Fausta’nın ölmeden önce gizli bir yere gömdürdüğü serveti, başta Cizvit papazları olmak üzere, pek çok asilzade ve sokak serserisinin ağzının suyunu akıtmaktadır.