Öncesi hiçlikti. Sonra varlık peyda oldu. Canlandı bir zaman; günü geldi ayaklandı insan oldu. Söylenmeye başladı. Kendini ve dünyasını anlamak için öyküler uydurdu anlatmaya koyuldu. Masallar anlattı mitler yarattı destanlar söyledi. Şüphesiz inandı. Tutkulu ideolojilere kapıldı. Yazı yazdı sayı saydı kuram kurdu. Baktı düşündü felsefe yaptı. Varlığın ardındaki mutlak hiçliği sözün gerisindeki derin sessizliği fark ettiği vakit ise her şeyden kuşkuya düştü.
Prof. Dr. M. Bilgin Saydam'ın özgün bir yorumlamayla bireysel ve kolektif öykülerin çatı disiplini olarak tanımladığı