ndi halinde birisiydi. Dindar olduğu söylenemezdi. ama onunla ticaret yapanlar pişman olmazdı. Yüreği merhametten nasip almıştı.
Bir gün bu adam öldü. Ruhunu almak için bir melek geldi ve ona sordu.
′Dünya hayatında hayır işledin mi?′
′Bilmiyorum′ diye cevapladı adam.
′Bir daha düşün bakalım. belki hatırlarsın′ diye tekrarladı melek.
′Bir şey hatırlamıyorum′ dedi adam. ′ancak dünyada iken. insanlarla alışveriş yapardım. Bu işlemlerde zengine ödeme müddetini uzatır. fakire de ödeme işlerinde hoşgörü ve bazı eksikliklere göz yummak şeklinde kolaylık gösterirdim.
Allah. bu iyiliği sebebiyle affedip Cennet′e koydu
Sevinç
Bir adam üzerinde hiç bitki bulunmayan. ıssız. tehlikeli bir çölde. beraberinde yiyeceğini ve içeceğini üzerine yüklemiş olduğu bineği ile birlikte seyahat ediyordu.
Bir ara yorgunluktan başını yere koyup uyudu. Uyandığı zaman gördü ki. hayvanı başını alıp gitmiş. Her tarafta aradı. fakat bulamadı. Sonunda aç. susuz. yorgun ve bitap düşüp:
′Hayvanın kaybolduğu yere dönüp orada ölünceye kadar uyuyayım.′ dedi. Gelip ölüm uykusuna yatmak üzere kolunun üzerine başını koyup uzandı. Derken bir ara uyandı. Bir de ne görsün! Başı ucunda hayvanı duruyordu. üzerinde de yiyecek ve içecekleri!
Peki ödülü kim kazandı dersiniz?
İşte Allah′ın mü′min kulunun tövbesinden duyduğu sevinç. kaybolan bineğine azığıyla birlikte kavuşan bu adamın sevincinden fazladır.