Rübâb-ı Şikeste’de âşıkane şiirlerden ziyade toplumsal iniltiler vardır.
Mehmet Rauf, Servet-i Fünûn, 1900
Fikret’e küçük bir burjuva aydınıydı demekle onun memlekete yaptığı muazzam hizmetleri, sanatta ulaştığı baş döndürücü merhaleyi inkâr etmiyoruz. Büyük ve ana hattında, iyi manada ‘insaniyetçi’ şair Tevfik Fikret’in faaliyet gösterdiği devirde, içinde bulunduğu muhitte başka türlü de olması mümkün değildi. Fikret yaşadığı devirde, bulunduğu muhitte, en iyi ve en ileri ne olmak mümkünse onu olmuştur...
Nâzım Hikmet, Resimli Ay, 1930
Fikret’in aruz veznini kullanış tarzındaki yeniliklerden çok daha mühim olarak edebiyatımıza ilave ettiği şey, o zamana kadar pek aşinası olmadığımız sosyal ve insani mevzuları ele almak, taassuba ve irticaya karşı ilk itiraz bayrağını kaldırmak gibi her zaman takdir edilecek, örnek alınacak cesaretidir.
Sabahattin Ali, Yeni Adam, 1939
Edebiyat-ı Cedide akımın önemli temsilcilerinde Tevfik Fikret, şiirimizin Batılılaşmasında, yeni bir görüş, duyarlık, deyiş ve imgeye ulaşmasında en çok emeği geçen edebiyatçılarımızdandır. Asım Bezirci’nin günümüz Türkçesine uyarladığı Tevfik Fikret’in bütün şiirlerinin ikinci cildi Rübâb-ı Şikeste yıllar sonra, yeni edisyonuyla edebiyatseverlerle buluşuyor.
Tevfik Fikret (1867-1915) Edebiyat-ı Cedide (Servet-i Fünun) topluluğunun en önemli temsilcisi, şair, yazar, ressam. Tevfik Fikret, Mekteb-i Sultani’yi (Galatasaray Lisesi) birincilikle bitirdi. Burada Muallim Naci, Recaizade Ekrem ve Muallim Feyzi gibi çok değerli hocalardan ders alan Fikret’in ilk şiirleri Tercüman-ı Hakikat ve Mirsad’da yayımlandı. Malumat dergisi (1894) ile Tanin gazetesini (1908) çıkaranlar arasında yer aldı. Servet-i Fünun’un başına geçmesiyle (1896-1901) dergi kısa sürede edebiyatta yenilik isteyen gençlerin buluşma noktası, Edebiyat-ı Cedide topluluğunun yayın organı haline geldi. İlk şiirlerini Divan edebiyatı tarzında yazan Fikret, bu dönemde “sanat için sanat” anlayışıyla bireyi ön plana çıkaran şiirler kaleme almış ve büyük ilgiyle karşılanan Rübâb-ı Şikeste’yi yayımlamıştır. Rumelihisarı’nda -bugün müze olan- projesini kendisinin çizip “Aşiyan” adını verdiği evi yaptırdı. Gerek istibdat döneminin baskıcı ortamı, gerekse melankolik ruh halinin etkisiyle burada bir nevi inzivaya çekildi. Bir dönem Galatasaray’da Türkçe öğretmenliği ve müdürlük de yapan Fikret, hayatının sonuna kadar bu evin yanındaki Robert Kolej’de öğretmenlik görevini sürdürdü. Edebiyatımızda Batılı sanat anlayışının yerleşmesinde büyük rol oynayan, entelektüel kişiliğiyle de kalıcı izler bırakan Tevfik Fikret’in eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
*Rübâb-ı Şikeste/Kırık Saz