Antik Çağ’dan günümüze insanoğlunun ideal toplum düzeni arayışı devam etmektedir. Toplumun her ferdini kapsayan, huzurlu, mutlu, bolluk ve bereketle taçlandırılmış bir yaşamın mümkün olması için düşünürler kadar edebiyatçılar da akıl yürütmekte ve eserleriyle fikirlerini sunmaktadır. Thomas More XVI. yüzyılda yazdığı eseriyle türe adını vermiş olsa da ütopya, edebi anlamda hala tam olarak belirlenememiş ve detaylı şekilde araştırılmamıştır. Bu durum hem kendi ulusal edebiyatımız ki bizde ütopya türünün ortaya çıkışı XIX. yüzyılın ikinci yarısında mümkün olmuştur, hem de Rus edebiyatı için geçerlidir. Rus edebiyatında ütopya türünün ilk örnekleri XVIII. yüzyıldan itibaren görülmeye başlansa da ideal ülkeleri anlatan halk hikâyeleri, destanlar, gezi yazıları gibi eserlerin belirtilen tarihten önce de var olduğu bilinmektedir. İlk edebi örneklerinden itibaren neredeyse üç yüzyıldan fazla zaman geçmiş olmasına karşın Rus araştırmacıların da ortak kanısı ütopya türü üzerine yeteri kadar araştırma yapılmadığıdır.