Latif Demirci'nin çizimleri Murat Belge'nin yeni önsözüyle
12 Eylül darbesinden sonra ilk kurulan yayınevlerinden biriydi İletişim. İletişim bugün yayınladığı nitelikli kitaplarla tanınıyor da o zamanlar dergi de yayınlarlardı. Hatta ansiklopedi. Bugün o delilikleri biraz azaldı (biraz diyorum çünkü mesela Ömer Laçiner'in derlediği Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce dizisinin yeni çıkan sekizinci cildi 1350 sayfa; anlayın!). Bu dergiler nefes alma yerleriydi bizler için. Yeni Gündem müthişti. Başta on beş günlüktü sonra haftalık oldu sonra olmadı. İşte bu dergide bir ara Sadık Özben adında bir yazar zuhur etti. Uuuu dedi millet: Kimdir nedir? Niye yazar? İnsanlarla alıp veremediği nedir Necla'dan niye korkar? Yazılarına çizim yapan Latif Bey'i niye kıskanır? Tutunamayanlar'la ne ilişkisi vardır? Bu tür sorular zaten herkesin bir parça meraklı taze olduğu kültür alemini bol bol meşgul etti. Harikaydı yazılar. Hakikaten harikaydılar. Dilimize dolardık her hafta. Neyse anladık sonunda: Birikim'in İletişim'in kurulmasında emeği en çok geçenlerden biri azılı sosyalist (demokratik soydan) ebedi ve ezeli doçent (o zamanlar öyle zannediyorduk) çevirmen (Joyce Faulkner) Murat Belge'ymiş bu yazıları yazan. Yıllar sonra "Tekrar yayınlayalım yahu bunları" dedim sağolsun kırmadı oturdu yeni bir önsöz bile yazdı.
LY