1839'da İngiliz ve Rus ordularının işgale giriştiği topraklarda yaşayan aşiretler işgalciler karşısında birleşir. Afgan kimliğinin ortaya çıkışı ve merkezi yönetimin kuruluşu bu mücadele süreciyle birlikte yürür. Serdar Mahmud Tarzi Han genç ülkesinin kadim kültür merkezi Gazne'de doğar. İngiliz kukla yönetiminin Tarzi 17 yaşındayken Hindistan'a sürgün ettiği ailesi buradan Şam'a geçince onun da hayatı değişir... Mahmud Tarzi Şam'da kuvvetli bir devlet geleneğiyle ve Jön Türklerin aydınlanmacı fikirleriyle tanışır. Sürgünlüğü bitip ülkesine döndüğünde zengin fikir dünyasıyla hanedanın dikkatini çeker. Projelerini hayata
geçirmesiyse 1919'da Emanullah Han'ın tahta çıkışıyla mümkün olur. Genç Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşanan devrimler Afganistan'da da Tarzi sayesinde hızla karşılık bulur eğitim devriminin ve parlamenter monarşinin mimarı olarak ülkesinin belleğinde yer eder. 1929'da tutucu bir darbeyle yine sürgün edilir Afganistan'da reformlardan geri adımlar atılırken Tarzi Türkiye'ye yerleşir. Bu çalışmanın eksenini oluşturan anılarını ölümünden önce İstanbul'da kaleme alır. Süleyman Özmen gazeteci yazar seyyah eğitimci devrimci ve başarılı bir diplomat olan Mahmud Tarzi'nin yaşamını Afganistan tarihiyle birlikte ele alarak unutulmuş bir tarihe ışık tutuyor.