Mehmed Fuzuli adı, sözü ve anlamı, beden ve ruh kadar iç içe kabul eden; her şeyden önce sözün güzel, anlamın özel olmasını önceleyen klasik şiir geleneğinde, ulaşılması çok güç bir düzeye tekabül eder. Zira edebî sanatlar, ses ve söz tekrarları, ikilemeler, anlam ve sözcük simetrileri ve bu yolla derinlere gizlediği çağrışım haritalarıyla benzersiz bir “ses ve mana sarayı” inşa etmeyi başaran şairdir o.
Fuzuli’nin şiirleri okunduğunda, âdeta, içinde yaşanan hayatlardan bağımsız olarak ilk bakışta dahi haşmetiyle büyüleyen bir mimari yapıyla karşılaşılır. Yapının detayları ve zaman içerisinde dokunduğu hayatlar düşünüldüğünde ise bambaşka âlemlerin kapısı aralanır. Bir başka ifadeyle her Fuzuli beyti saatlerce, hatta günlerce sıkılmadan gezilebilecek, devasa birer “duygu ve uygarlık müzesi” gibidir.
Bu eşsiz müzeleri bir de Ömür Ceylan’ın rehberliğinde gezmeye var mısınız?