İki asır öncesine kadar ticari hayat bugünkü kadar gelişmiş değildi. Özellikle İslam dininin doğduğu ve yayıldığı çağda hayat son derece basit ve sadeydi. Buna bağlı olarak o zamanki şirketler genellikle iki kişiden oluşan basit ortaklık yapılarıydı. Bu durum fıkhın tedvin ve tasnif edildiği sonraki dönemlerde de değişmedi. Bu sebeple fıkıh külliyatımızda günümüz şirket yapılarına benzer yapıları bulmamız mümkün değildir. Ancak Müslümanların tarih boyunca kurdukları şirket yapıları hakkında bilgiye ulaşmamız mümkündür.
Fıkıh külliyatındaki şirket yapıları dayandıkları prensipler açısından kadim ancak geliştikleri döneme göre yeni yapılar olduğu söylenebilir. Fakat güncellenemedikleri için orijinallikleri kaybolmuş ve zamanla işlevsiz hale gelmişlerdir. Bununla birlikte son yüzyılda batıda gelişen sanayi ve kurumları ihtiyaca binaen yeni şirket türleri ortaya çıkartmıştır. Günümüzde birçok İslam ülkesinde kurulan şirketler batıda ortaya çıkan şirket yapılarıdır. Ancak İslam'ın iktisat anlayışı ile batının ekonomi modeli arasındaki temel ayrılıklar şirketler gibi uygulama alanlarında bazı sorunlara yol açmaktadır. Fıkıhtaki şirket yapıları ile günümüz şirket yapıları incelendiğinde aralarında benzer ve farklı yönlerin olduğu da gözden kaçmamaktadır. Bu yönlerin ortaya çıkarılması çalışmanın amaçları arasında yer almıştır.
Şirketlerde süreklilik sorunu son yüzyılda ortaya çıkmış oldukça yeni bir konudur. Şirketlerde süreklilik şirketlerin devamını isteyen kurucuların işini kaybetmek istemeyen çalışanların istikrarı esas alan devletlerin üzerinde durdukları bir konudur. Özellikle ülkemizde aile şirketlerinde kurumsal sürekliliğin sağlanması ekonominin güçlenmesine katkı sunacak bir ihtiyaçtır. Çalışmanın ikinci ayağını şirketlerde sürdürülebilir bir yapının oluşturulabilmesinin temel ilkeleri teşkil etmektedir.