Bütün insan toplumları siyaset üretir ve hepsi de tarihin akışından etkilenirler.
Uzun süre antropoloji biliminin marjinal bir dalı olarak görülen
Siyasal Antropoloji İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra özellikle de 1960'lı yıllarla birlikte yeni bir disiplin olarak kendini kabul ettirdi. Bu gelişmede belirleyici rol oynamış eserlerden biri de hiç kuşkusuz Georges Balandier'nin kitabıydı. Yazarın "tarihin itibarının iade edilmesine yönelik güncel girişimler" arasında saydığı bu kitapta toplumların içsel dinamikleri siyasal alan ve tarihin hareketi birbiriyle ilintili bir şekilde ortaya konur; bu da yapısal antropolojinin görmezden geldiği veya ortadan kaldırdığı ilişki sistemlerinin ve toplumsal bağların diyalektiğinin öne çıkarılmasına yol açar.