19. yüzyılda Müslüman düşünürler din ve etnik
ayrımcılığı birlikte yürüten Batı’nın sömürü
siyasetine bir cevap mahiyetinde –ki çoğu
Osmanlı vatandaşıydı– İslâmcılık fikrini bir
savunma mekanizmasıyla geliştirirken ümmet
kavramından hareketle İslâm dünyası/ittihadı
meselesini gündeme getirdiler. Osmanlı
İmparatorluğu’nun parçalanmasına mani
olmaya, en azından Müslüman coğrafyaların
elden çıkmamasına yönelik ileri sürülen bu
düşüncenin tarihî seyri hâlâ devam ediyor.
Elbette bu, dönüşerek, yeni anlamlar
kazanarak inişli çıkışlı bir şekilde gerçekleşiyor.
İslâmcı neşriyatın iki önemli dergisinin
(Selamet-Sebilürreşad) ışığında İslâm dünyası
fikrinin mahiyeti ve tarihsel sürecini anlamaya
yardımcı olacak bu eser, II. Dünya Savaşı’ndan
sonra Türkiye’nin yeniden İslâm dünyasıyla
kurduğu irtibatı bizlere sunuyor.