Töreli Türk Edebiyâtı’nın, esâsında bir “Hazret-i Peygamber edebiyâtı” olduğunu söylemek ilk duyuşta mübâlağalı bir ifâde imiş intibâı verebilir. Lâkin, evvelemirde şifâhî -sonrasında kitâbî- bir mizâca sâhip olan bu edebiyâtı tâ halk tabanından besleyen en mühim edebî eserlerin Hazret-i Peygamber’e duyulan derin hürmet ve muhabbetten ilhâm aldığını söylemek gerekir. Bir taraftan Ahmed-i Yesevî hikmetleri ile Yûnus Emre şiirleri üzerinden şifâhî yolla ve diğer taraftan Mevlid -Vesîletü’n-Necât-, Muhammediyye, Ahmediyye, Siyer-i Nebî gibi umûma açık halk kırâatlarında çok okunan eserlerin de kitâbî-şifâhî yolla dînî-edebî şuûraltını besleyerek şiir dilini canlı ve işlek tuttuğunu söylemek gerekir. Öte yandan na‘t, mi‘râciyye, mevlid türünden eserlerin töreli mûsıkî yoluyla bir kat daha şifâhîleştirildiğini söylemek gerekir. Tüm bu sürecin Muhammedî bereketin eseri olduğunu da ayrıca söylemek gerekir.
Bu şifâhî-kitâbî mâhiyetli edebî dâirenin mutlakâ hâtırlanması gereken isimlerindendir, Mehemmed Fuzûlî, 1483-1556 yılları arasında Bağdat-Necef-Kerbelâ civârında yaşamış büyük bir töreli Türk şâiridir. Onun -Türkçe, Farsça, Arapça- manzum ve mensur eserlerinin arasında şüphesiz en güzel şâheserlerinden biri de asırlardır büyük bir edebî zevkle okunagelen Su Kasîdesi’dir.
Bu şerh-tahlil kitâbında, Su Kasîdesi’ne dâir, birbirinden farklı ilim-irfan kalemlerinden çıkmış 56 adet müstakil yorumlama yazısı bulunmaktadır.