Cemal Şakar dilin yalın simgesel ve imgesel düzeylerini denkleştirerek toplumsal dramları kurgusal olana sindirerek "an"ın derinliğini ve "kesit"in sürekliliğini duyuran ileten öyküler yazıyor. Neredeyse her öyküde biçimsel yenilikler deniyor ama bilinçle kavranılacak sorumluluk ve muhataplık duygusunu daima duyuracak güncel ve kültürel kodları da incelikle biçimin içine yerleştiriyor. Zaman zaman şiirselin sularına dalıyor; söylenilemeyeni görüntüde derinleştiriyor ama anlatmayı daima merkeze alıyor.
Har Muntazar Fragmanlar Hadi Çemberler Alamdağ'da Var Bir Panço gibi öykülerde konuşan özneler hatırlarlar düşünürler zamanda ve mekanda kaymalar yaşarlar; kültürel ve siyasal özlerin yüklerini taşırlar; derin ve içli konuşurlar. Belki de bu yüzden sözü çok uzatmak yerine kısaltarak anlamı çoğaltırlar.
Kitapta değerlerin karikatürleşmesini ima eden; kurgu ve gerçek arasındaki oyuna atıf yapan; inançlarla modern yaşamaklar arasındaki çelişkiyi ima eden ironik nitelikli öyküler de var: Alemdağ'da Var Bir Panço'daki kırık Ana Haber Bülteni'ndeki mahçup gülümseme gibi.