Moskova 'Mazlum Milletleri' daha o zaman 'satmıştı'; o yüzden 1920'li yıllarda Ankara'nın tutumu daha çok 'Mazlumlar Enternasyonali'ni savunan Sultan Galiyef'in tutumuna yakındı: yeryüzündeki büyük sosyal/ekonomik çelişki (Batılı: liberal/kapitalist) zalimlerle (Doğulu: sömürge yarı ya da gizli sömürge) mazlumlar arasındadır! 20. yüzyılın -tahminler hilafına- bir sosyalist dünya devrimi yüzyılı değil; üst üste ulusal kurtuluş savaşları yüzyılı olması; Sultan Galiyef'i olduğu kadar bunu öngörmüş olan Mustafa Kemal'i de haklı çıkarmamış mıdır?
Yarım yüzyıl önce -komünistler dahil- ülkemizde ne Sultan Galiyef bilinirdi ne de onun 'Mazlumlar Enternasyonali' teşebbüsü! Kimse Anadolu İhtilali'nin tezleriyle Galiyef'in tezleri arasındaki şaşırtıcı benzerliğe dikkat etmemişti; 'Kadro' dergisinin ve 'Kadroculuğun' düpedüz Galiyef'çi bir platforma oturduğu fark edilmemiş; Gazi'nin Sovyetler karşısındaki tavrının tam da Moskova'nın Galiyef'i temizlemeye kalkıştığı yıllara denk geldiği hesaba katılmamıştı: Mustafa Kemal Mosokova'nın 'Mazlum Milletler'e verdiği sözü tutamadığından şikayetçi olmuştur: aslında bu şikayet Galiyef'in şikayetidir.