Tarih filozofu Michael Stanford'un sadece tarihçi olanlar veya müstakbel tarihçiler için değil sosyal bilimlerin geniş yelpazesinde yer alan tüm öğrenciler için adeta kılavuz niteliği taşıyan bu çalışması derinlikli bir tarih incelemesi için gerekli olan tarihsel mefhumlar yöntemler ve sorunlara ışık tutmaktadır. Olay olarak tarih ve anlatım olarak tarih arasında yaptığı titiz ayrımdan hareketle tarih incelemeleri açısından gerekli gördüğü sofistike bir felsefi zemine işaret eden Stanford çalışma boyunca okuyucuyu geniş bir tarihsel sekans içinde düşünmeye davet etmektedir. Bu davete icabetin sonuçlarını kestirmekse zor değil: "Yaşanmış deneyim olarak tarih" ile "geçmişin eleştirel yeniden-inşası" arasındaki karanlıklaştırılmış mafsal noktalarını saptamak ve buradan hareketle de sosyal bilimlere yakışan bir tarihsel kavrayış stili kazandırmak. Stanford'un sözleriyle "Tarih ilerleme kaydeder ama bir modayı diğerinin yerine geçirerek değil insanlık haline dair anlayışımızı sürekli genişleterek ve derinleştirerek."