Geçen asrın ilk çeyreği, Osmanlı Devleti’nden Cumhuriyet’e geçişin gerçekleştiği, Balkan ve iki Dünya Savaşı'nın yaşandığı, zaman olarak kısa, ancak tezahür eden olaylar ve neticeleri açısından geleceğe şamil uzun bir dönemin başlangıcıdır. Bu dönemde Türk fikir ve siyasi hayatına yön veren önemli isimler yetişmiştir. Fikir hayatımızı şekillendiren siyasî fikir akımlarının da kendi kalıpları içerisinde kendini göstermeye başladığı bu yıllarda, yerli kültür ve değerlere bağlı kalarak Osmanlı Devleti’nin ayakta kalmasının çaresini “İttihad-ı İslâm” düşüncesi etrafında toplanmada gören ve bunu savunan önemli isimler vardır. Bunların başında Mehmed Âkif, Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, Aksekili Ahmed Hamdi, Babanzâde Ahmed Naim, Süleyman Nazif gibi devrin önemli şahsiyetleri yer almaktadır.
Bunların içerisinde Filibeli Ahmed Hilmi, çıkardığı gazete ve dergilerle, kırka yakın müstakil telif eserle ayrıcalıklı bir yere sahiptir. 1901-1908 yılları arasında Fizan’da sürgünde kalan Filibeli Ahmed Hilmi, İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’da döner ve vefatına kadar geçen altı yıllık kısa bir zaman içerisinde çıkardığı süreli yayınlarla, kaleme aldığı telif eserlerle ve kurduğu Hikmet matbaasıyla fikir hayatımızda kalıcı bir iz bırakır.
Filibeli Ahmed Hilmi’nin süreli yayınları içerisinde 1910-1912 yılları arasında yayımlanan Hikmet dergisi, yayın politikası, yazar kadrosu ve çeşitli türde yaptığı tefrikalarla dönemin en önemli yayın organlarından birisi haline gelir. Kaleme aldığı edebiyat, felsefe, tasavvuf, eleştiri, biyografi gibi birçok alanı içine alan yazılarında, Osmanlı coğrafyası en uç noktalarına kadar yakından takip edilmiştir. Nitekim Uzak Doğu’dan, Afrika’ya, Orta Asya’dan Bakanlara kadar çok uzak yerlerden de yakından takip edildiği dergiye gelen mektuplardan anlaşılmaktadır.
Büyüyenay’ın Filibeli külliyatının 18. olan bu eserde müellifin Hikmet dergisindeki Tasavvuf, Felsefe ve Edebiyata Dair Yazıları bir araya getirilmiştir.