Tarih boyunca siyasal amaçlarını hayata geçirmek isteyenler terörizme başvurmuşlar ve terör eylemleriyle toplumda korku yayarak yönetimlerin fikirlerini değiştirmeye çalışmışlardır. Bazı terör örgütleri amaçlarında başarılı olmuş; bazıları ise hedeflerini gerçekleştiremeden tarih sahnesinden silinmiştir.
Terör örgütlerinin karmaşık gelişimine rağmen devletlerin birçoğu gelinen noktayı pek kavramış görünmemektedir. Çünkü devletlerin birçoğu rejimin güvenliği ve istikrarı adına terörle mücadelede salt askeri güvenlik ve istihbarat birimlerini kullanmakta teröristi yakalamayı ve/veya öldürmeyi terörü bitirmek adına yeterli görmektedir. Hatta terör örgütleriyle müzakere etmekten kaçınmakta ve en ufak bir uzlaşıyı bile taviz vermek olarak nitelendirmektedir.
Ancak gelinen aşamada akademisyenlerin uzlaştığı bir nokta bulunmaktadır: Salt askeri güvenlik ve istihbarat birimleriyle yürütülen terörle mücadele stratejileri yetersiz kalmaktadır ve terör örgütlerini bitirme konusunda başarısız olmaktadır
Bu görüşe dayanarak akademisyenler terörizm ve terörizmle mücadele konularında sadece askeri yöntemlere odaklanmamaktadır. Daha geniş bakış açısıyla terör örgütlerinin kurulma nedenlerine teröre neden olan koşullara ve bireylerin radikalleşme süreçlerine dikkat çekmektedirler. Bu kişiler terörle mücadele konusunda ise önleyici yöntemlere radikalleşmede geriye döndürme örgütten ilişiğini kesme stratejisine radikalleşme ile mücadeleye ve terörle mücadelede psikolojik unsurlara öncelik vermektedirler.