Ey miskin Hallâc'ı kendi kuşatma halkalarında daraltıp sıkan benlikler dökülün varlığımdan çekip gidin yanımdan uzaklaşın benden! Siz Hallâc'ı hep istediğiniz şekle ve renge soktunuz. Ben şimdi bu hayretyapraklarında kendinizi sarıp sarmaladığınız perdeleri yırtıyorum; sizi perdesiz bir halde olduğunuz gibi gösteriyorum. Ve Hallâc'ın sizin kıvrım kıvrım perdelerinizin içinden olduğu gibi çıkmasına; dostlarının sandıkları gibi tümüyle ayıp ve noksandan arınmış biri olmadığı gibi düşmanlarının söyledikleri gibi bütün sermayesinin de kirlilik ve rezillikten ibaret olmadığını göstermesine izin veriyorum. Elbette gelecek nesillerin eline geçmesi durumunda bu yaprakları nasıl bir hayret ve şaşkınlıkla değerlendireceklerini de merak ediyorum. Acaba aralarından inanmayarak bunları reddedecek ve hikâye anlatıcılarının rivayetleri türünden sayacak kimseler çıkacak mı?