Distopya edebiyatının amacı toplumun kusurlu ve tehlikeli görülen noktalarına ışık tutmak ve okuyucuyu bu tehlikelere karşı uyarmaktır. Distopik tarzda eser veren bir yazar, çağının parodisini okuyucularına sunar. Nitekim distopyalar başlangıçta kusursuz düzen olarak tasarlanan ütopyaların bozulan tarafıdır. Mükemmel dünyaların bozuk yanı, tasarlanan cennetin, cehenneme dönüşümü olarak karşımıza çıkmaktadır. Distopya yazarının tasarladığı kötücül dünyayı kendi yaşadığı çağdan bağımsız kurgulamadığı görülmektedir. Bu nedenle distopya yazarı, yarattığı cehennemin veya bozuk düzenin bir anlamda çağdaşıdır.
Bu çalışma, oldukça rağbet gören ütopya edebiyatının çift yumurta ikizi olan distopya edebiyatının kavramsal çerçevesini ve bu bağlamda yapılan tartışmaları içermektedir. Aynı zamanda Türkiye’de distopik tarzda kurgulanan romanların anlatı ögelerine nasıl yansıdığı belirlenmiş, romanlarda en çok işlenen ortak temalar tespit edilmiş ve genel bir çerçeve çizilmiştir. Çalışma boyunca 1990-2019 yılları arasında yayımlanan distopik Türk romanları incelenmiştir. Dünyada büyük yankılar uyandıran ve sinema sektörü, resim, mimari vb. birçok alanı aynı zamanda etkileyen distopya türünün Türk romanlarındaki yansımaları üzerinde durulmuştur.