"Türk Şairleri, 1936’da ayda iki defa birer formalık fasiküller halinde yayımlanmaya başlanmış, 1945 yılına kadar ilk üç ciltle IV. cildin iki formasını içine alan doksan sekiz fasikül çıkmıştır. “Âbâdî” (saz şairi) maddesiyle başlayıp “Fâizî (Kafzâde)” maddesine kadar gelen ansiklopedi Sadeddin Nüzhet’in 1946’da ölümü üzerine yarım kalmıştır. Yayımı büyük sıkıntılar içinde gerçekleşmiş, müellif hastalığının iyice ilerlediği son yıl içinde matbaa işlerini yeterince takip edememiş, hatta sahipsiz kalan eserin hurda kâğıt olarak bakkallara satıldığı da olmuştur.
Eserin bir özelliği de antoloji niteliği taşımasıdır. Biyografisi yazılmış 1074 şairin şiirlerinden verilen örnekler ansiklopedide önemli yer tutmaktadır. Bu şekilde hem şiirlerine bakılarak onların sanattaki durumunun tesbitine imkân hazırlanmış hem de bir Türk şiir antolojisinin ortaya çıkması sağlanmıştır.
Biyografilerde kaynaklardaki bilgilerin aynen aktarılması ve ardından bu bilgilerin karşılaştırılarak eleştirilmesi yolu izlenmiş, bazı durumlarda ise sadece bunların aktarılmasıyla yetinilmiştir... Bir kısım maddelerde şairlerin resmi de konmuştur.
Türk edebiyatı tarihçiliğinin geleneksel tezkirecilik anlayışından tam kurtulamadığı, henüz ansiklopedik biyografi geleneğinin oluşmadığı bir dönemde hazırlanan eser yarım kalmasına rağmen öncü bir adım sayılmıştır. Hazırlık sırasında eski ve yeni bütün biyografik kaynakların taranması, bunların tenkide tâbi tutulması, ele alınan şairler hakkında değerlendirme yapılırken şahsî duyguların karıştırılmaması gibi bilimsel metotlara uygunluk eseri modern biyografi anlayışına bir hayli yaklaştırmıştır. Bu özellikleriyle devrinde dikkat çekmiş, Ali Nihad Tarlan, Reşat Ekrem Koçu ve İbrahim Alâeddin Gövsa gibi şahsiyetler tarafından beğenilmiştir... Türk Şairleri, o günden beri ansiklopedi yazarlığında bir hayli ilerleme kaydedilmiş olmasına rağmen hâlâ alanının vazgeçilmez başvuru eserlerinden biridir."
(Âlim Kahraman, TDV İslâm Ansiklopedisi, Cilt: 41, 2012)
***
Türk Şairleri ilk yayımlanışından 86 yıl sonra, ikinci baskısıyla Büyüyenay kitaplığına katılıyor. Sadeddin Nüzhet Bey’in tamamlayamadığı fakat önemli bir yol katettiği ve yöntem sunduğu bu eşsiz eser umulur ki gelecekte tamamlanır. Böylece Türk Şairleri bütün cesametiyle bir külliyat içinde topyekûn buluşurlar.