Medeniyetin en temel unsurları olan şehirler, insan topluluklarının birlikte yaşama iradesi gösterdikleri, ekonomik ve kültürel faaliyetlerin yoğunlaştığı büyük yerleşim yerleri olarak tanımlanabilirler. Gündelik hayatın ritmi, fiziksel ve sosyal çevre burada şekillenir. Şehirlerin de insanlar gibi kimlikleri ve ruhları vardır. Beşeriyetin ve medeniyetin en güçlü damarlarından biri olan Türk-İslam medeniyetinin de şüphesiz kendine ait hususiyetleri ve müstesna bir ruhu bulunmaktadır. Bu medeniyet, sadece Türk-İslam kültürüne değil dünya mirasına da çok sayıda şehir hediye etmiştir. Bu şehirlerden Mekke, Medine, Kudüs, Ötüken, Türkistan, Kaşgar, Kazan, Buhara, Semerkant, Hive, Oş, Tebrîz, Nîşâbûr, Gence, Şeki, Bakü, Şuşa, Bahçesaray, Kerkük, Üsküp, Selanik, Filibe, Konya, Bursa, Edirne ve İstanbul’un dinî, siyasi, ekonomik, kültürel, mimari ve demografik yapısı ve Türk tarihi açısından önemi, Türk Tarihinin Kadim Şehirleri adlı çalışmada uzmanları tarafından incelenmiştir. Bu çalışmada ele alınan şehirlerin bazıları günümüzde başka ülkelerin sınırları içerisinde kalmış olsa da tarihsel, kültürel ve sanatsal açıdan önemini hâlâ korumaktadır. Bu itibarla kadim coğrafya ve medeniyet daireleri esas alınarak Türk-İslam medeniyetinin en önemli temsilcileri hükmündeki bu şehirlerin hatıralarını hafızalarda canlı tutmak amacıyla bu şehirler de çalışmaya dâhil edilmiştir. İlgililer, bu eserde ele alınan şehirlerin tarihlerini, kültürlerini, ekonomilerini, mimari özelliklerini ve en önemlisi de Türk tarihine katkılarını bulabilecekler.
