Ziya Gökalp Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak kitabında, Tanzimat'ın ilanından itibaren Osmanlı Devleti'nde tartışılan üç ayrı fikir akımı üzerinde durmuştur: Türkçülük, İslamcılık ve medeniyetçilik. Gökalp, devletin ve milletin kurtuluşunu bu üç fikrin uzlaşmasında aramış; İslamcılık ve medeniyetçilik düşüncelerini, Türkçülük düşüncesini daha da zenginleştirecek bir vasıta olarak görmüştür. Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, Ziya Gökalp'ın zengin bilgi birikiminden hareketle bir sistem içerisinde sunduğu düşüncelerinin özeti mahiyetindedir. Kitapta, Türk milletinin ve devletinin XX. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığı sorunlarına dair yazarın ortaya attığı çözüm önerileri yer almaktadır. Benzer sorunların günümüzde daha da şiddetli bir şekilde yaşandığı düşünülürse, Ziya Gökalp'ın fikirlerinin ve çözüm önerilerinin bugün için ne kadar değerli olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
KİTABIN İÇİNDEN:
Memleketimizde üç fikir cereyanı (akımı) vardır. Bu cereyanların (akımların) tarihi tetkik olunursa (incelenirse) görülür ki mütefekkirlerimiz (düşünürlerimiz) iptida (başlangıçta) muasırlaşmak lüzumunu hissetmişlerdir. Üçüncü Sultan Selim devrinde başlayan bu temayüle (eğilime) inkılaptan sonra İslamlaşmak emeli iltihak etti (eklendi), son zamanlarda ortaya bir de Türkleşmek cereyanı çıktı. Muasırlaşmak (modernisation) fikri mütefekkirlerce (düşünürlerce) asli bir akide (inanış) hükmünde olduğu için muayyen (belirli) bir naşire (yayıcıya) malik (sahip) değildir. Her mecmua (dergi), her gazete bu fikrin az çok müdafiidir (savunucusudur). İslamlaşmak fikrinin mürevvici (taraftarı) Sırat-ı Müstakim-Sebilürreşat, Türkleşmek fikrinin mürevvici (taraftarı) Türk Yurdu mecmualarıdır. Dikkat olununca bu üç cereyanın (akımın) da hakiki ihtiyaçlardan doğmuş olduğu görülür.