"Kitaba dalıyorum pencereden bakıyorum. Caddeden birkaç yol ayrılıyor. Şehrin kalabalığı bu yollara hızla dağılarak akıyor. Ara yollar dar sokaklara açılıyor birkaçı çıkmaz sokak; insanlar gölgelerinin gölgeler artlarından kararan kaldırım taşlarının peşi sıra kayıyor caddeden. Güneş batıya dönmüş yüzünü...
...
Hayat bu; serpiştiren kar kendileri bir birbirine karışan renkleri karışmayan kirli çamaşırlar çocukluğumuzdaki ulaşılmaz makina gülümsediğinde gözleri kısılıveren Nadia koskoca bir devri anlatan kalın kitap arnavut taşlı kaldırımlar mostar ve altından hızla akan su."