Artık hayatta olmayan General Prozorov’un kızları Olga, Maşa ve İrina taşra yaşamından kurtulup Moskova’ya geri dönme özlemi içindedirler. Ancak askeri garnizona gelen subaylarla tanışınca dünyaları değişir, yeniden hayattan tat almaya başlarlar. Ne var ki subayların orada geçirecekleri günler sınırsız değildir.
Oyun, ayrıcalıklı sınıfa mensup bir ailenin değişen koşullar ve yeni değerler karşısında yaşadığı çelişkileri göz önüne serer. Şu sözlerde olduğu gibi: "Bugün öyle bir zamandayız ki, korkunç bir çığ üzerimize doğru geliyor, güçlü bir fırtına yaklaşıyor... Aylaklığı, kaygısızlığı, kokuşmuş can sıkıntısını silip süpürecek bu fırtına kopacak. Artık ben de çalışmak zorundayım, yirmi beş otuz sene sonra ise herkes çalışacak. Herkes!"