Resmi ideolojinin yapılanma süreciyle 1920'li yıllarda kendini tanımlamaya başlayan milli eğitim ideolojisi "milli kimlik"in uygun biçimde empoze edilmesiyle her türlü taklitçilikten uzak durmayı başararak milli benliğini müdafaa etmeyi bilecek; ancak Batı'nın gerisinde kalmamak için de "yeterli" ilim ve fenni öğrenecek olan "Türk genci" modeli yaratmayı hedefler.
Milli eğitim ideolojisinin edebiyat eğitimine bakış açısı da tabii ki bundan farklı değildir. En milliyetçi edebiyatın en değerli edebiyat olduğu söylemi 1930-1980 dönemine ait neredeyse tüm lise kitaplarının genelgeçer söylemidir. Bu çalışmada lise edebiyat kitaplarındaki söylemden yola çıkılarak geç uluslaşmış bir toplumun kimlik arayış sürecinin en önemli ayaklarından olan resmi (ulusal) Türk Edebiyatı kanonunun ölçütlerinin ne olduğu; bu kanonun nasıl yapılandırılarak sunulduğu ve bu kitaplarda neleri araç olarak kullandığının bir analizi yapılmaya çalışılmıştır.