Kasaba şerifinin oğlu Kellan Turner herkesin inandığının aksine altın çocuk değildi ve Romy Grey bunu şahsen öğrenmişti. Çünkü kimse kasabanın kaymak tabakasından olmayan bir kıza inanmak istememişti. Kellan hakkındaki gerçek onun her şeyine mal olmuştu: arkadaşlarına ailesine ve çevresine. Eskiden birlikte takıldığı arkadaşları tarafından zorbalığa maruz kalarak yalancılıkla suçlanan Romy'nin tek sığınağı kasabanın dışında yer alan çalıştığı restorandı. Orada kimse onun ne geçmişini ne de adını biliyordu nihayet herhangi biri gibi davranabiliyordu. Fakat bir partiden sonra hem Romy'yi hem de Kellan'ı tanıyan bir kız ortadan kaybolunca ve Kellan'ın adı yakındaki başka bir kasabada taciz haberine karıştığında Romy karar vermek zorunda kalacaktı: Konuşmayarak başka kızların da zarar görmesine göz mü yumacaktı yoksa Kellan'a karşı savaşacak mıydı? İlk defa konuştuğunda kimse ona inanmamıştı ve şimdi de inanmayacakları kesindi fakat sessiz kalmasının bedeli dayanamayacağı kadar ağır olabilirdi.
Nefesinizi kesecek bir gerçeklikle yazılmış olan ve sizi şaşkına döndürecek sonuyla Uyanış cinsel şiddete uğrayan genç kadınların hissettiği utancı ve sessiz kalma baskısını ele alarak şu soruyu düşünmemize neden oluyor: Genç kızlarını korumayı reddeden bir kültürde bu kızlar nasıl hayatta kalabilir?