…Ah sevdiğim! Gönlüme bu inceliği kazandıran, düşüncelerimin sonuna kadar kapısını açan, hayata karşı gücümü tekrar kazanmama neden olan sen değil misin? Beynim öyle geniş hayallere yelken açıyor ki. Duygu sarmalının fırtınasında yüreğim nasıl da kuş gibi çarpıyor. Ellerimi yüzüme kapayarak birçok defa ağladım. Düşüncelerimin arasında dağılıp, savrulup gidecekmişsin gibi kol geziyor bakışların etrafımda. Gönlüme tek hükmeden senin sesin oluyor, senin sesin geçiyor.
Böyle yazıyorsun son mektubunda ve şöyle noktalıyorsun; sanki evrenin bahçesinde en güzel çiçekleri ve kokuları avuçlarında ve saçlarında toplamışsın gibi, karşımda duruyorsun.