Vasat Yalnızlık Manifestosu, aslında hızlandırılmış bir film izletir gibi, bir bireyin, dönercide çalışan gencin, en alttan en üste çıkarken yaşadığı dönüşümün hikâyesi.
Öyle bir zenginleşme süreci ki, zenginleşenle beraber, etrafındaki yoksulların da asalaklaştığına tanık oluyoruz. Kenan İpek, biraz da yoksulların hâlâ kendilerini yoksulluğa mahkûm eden bir düzeni nasıl desteklediklerinin hikâyesini anlatıyor.
Döner satarken zenginliğin zirvesine çıkan gence; “Zengin ve güç sahibi için, kâr insan refahından önce gelir. Tek amaç, kârı en üst seviyeye çıkararak gücün devamını sağlamaktır. O; güç yolunda yalnız kalır, huzursuz yaşam sürer, hayal kırıklıkları yaşar, kurduğu düşlerin ardından geçen zamanı özlemle yargılar, herkes ve her şeyden vazgeçmesi gerekir; ama asla geri dönmez. Mutlak güç; mutlak kölelik, sürekli başarmak, durmadan tırmanmak, bıkmadan ezip geçmek demektir,” dedirtirken ana hatlarını vurgulayarak karikatürünü çizdiği bir düzenin eleştirisini yapıyor.
Vasat Yalnızlık Manifestosu, zenginleşenin de yoksulun da karakter değişimini ortaya koyan bir kitap!
L. Doğan Tılıç