Evliliğe elinizde boş bir kase ile başlarsınız.
Elinizdeki boş kase, evlilik niyetinin en başında bulduğunuz aşk ve güven, sevgi ve saygıdır.
Bu kase elde olduktan sonra, kaseye dolduracağınız çorbanın tuzunu, suyunu, acısını, kıvamını, baharatını birlikte belirlersiniz. Bu çorbanın tadını birlikte oluşturursunuz; kıvamını birlikte bulursunuz.
Evlilğe sıkı anlaşma maddeleriyle kayıt altına almak, karşı taraftan her şeyi tam da damak zevkinize göre belirlenmiş bir çorba beklemek gibidir.
Oysa kimsenin, bir başkasının damak tadına göre çorba hazırlaması her zaman mümkün olmaz. Üstelik bu çorba, çorbayı pişirene göre "mükemmel" bir çorba olsa bile, diğeri için "münasip" olmayabilir.
Öyleyse, çorbayı baştan pişirmeye kalkmayın. Elinizde sadece bir kase olsun. Çorbanın kıvamını sonra ve birlikte belirleyin.
Olmadı; kaseyi boşaltıp yeniden başlayın. Ama kaseyi asla elinizden düşürüp kırmayın. Aşkın harlı ateşinde, hoşgörünün temiz suyuyla, karşılıklı güvenin tuzu biberiyle, bir çorba gibi ortaklaşa pişirebilirsiniz ilişkilerinizi.
Senai Demirci bir "hayat memat" meselesi olan "evlilik" üzerine yazdı; aşkın, evliliğin elinden tutmasını dileyerek...