Hz. Muhammed'in hayatı hiç kimseyle mukayese edilemeyecek kadar kayıt altına alınmış en ince teferruatlarına kadar bilinmiş bir hayattır. Müslümanlar ilk dönemlerden itibaren Peygamber'in hayatını yazmış onun sözlerini fiillerini ve 'ikrarlarını' kayıt altına alan müstakil bilimler ve bu bilimlerde kullanılan yöntemler geliştirmişlerdir. Bilhassa tasavvuf irfanının ve metafizik düşüncenin gelişimiyle birlikte Hz. Peygamber'in bir ahlak ilkesi ontolojik bir hakikat ve tüm âlemin varlık sebebi olduğu düşüncesi işlenmiştir. Hz. Peygamber'e yönelik bu ilgi hiç kuşkusuz İslam'ın temel ilkesi olan kelime-i tevhidin ikinci kısmındaki 'Muhammed Allah'ın peygamberidir' ifadesinin zorunlu ve mantıklı bir neticesiydi.
Bir dini din yapan şey tek başına Allah'a iman etmek ilkesi olamaz. Dinin temelinde Allah'a iman etmekle birlikte peygamber ve peygambere iman ilkesi yer alır. Peygamber Allah'a giden yolu öğrettiği kadar kendisi de bizzat Allah'a giden yol demektir. Allah'ı bilmek peygamberi tanımak ve ona uymak peygamberi tanımak insanın kendisini tanıması insanın kendini tanıması ise insanlığa katılmanın ve onları sevmenin yegâne yolu kabul edilmiştir.
Ekrem Demirli tarafından Türkçeye tercüme edilen ve Alman şarkiyatçı Schimmel'in en önemli eserlerinden birisi olan elinizdeki kitapta Müslümanların Hz. Muhammed tasavvurları maharetle derlenip zengin ve kapsamlı bir malzeme eşliğinde gözler önüne serilmektedir. Aynı zamanda kitap önümüzdeki yıllarda üzerinde daha çok durulacağı görülen böyle temel bir konu hakkında yeni bir bakış açısı sunmaktadır.