"İnsan ömrü boyunca hep bir şeyleri kovalar durur. Oysa bir gün neyi neden kovaladığını bile unutacak. Yolun sonunda kim bilir ne pişmanlıklarla geriye dönüp kendine sitem edecek. Mezopotamya, Süryani'yi, Kürt'ü, Türk'ü, Çerkes'i, Çeçen'i, Arap'ı bir kazanda kaynatıp aşure gibi medeniyetler çıkartmış ortaya. Yezidi'si, Müslüman'ı, Hristiyan'ıyla son derece uyumlu kaotik sosyal bir düzen oluşturup, bin yıllarca yaşamış. Sonra, o güzel kaotik düzene bin yılda bir birileri taş atıp, insanları tarumar etmiş, birbirine kıydırmış. Savaşlar, düşmanlıklar, vahşi haçlı seferleri ve dünya tarihi şekillenmiş. Sümer, Akad, Asur, Süryanilerin ataları Aramiler medeniyetlerini tüm zenginliği ile yaşamışlar. Sonra batıdan bir taş atmış İskender, geliş sebebi Mezopotamya'daki barbarlardan buraları temizlemekmiş. Ne hikmet ki İskender Makedonya'da değil, Babil'de evlenmiş ve orada ömrünün sonuna kadar yaşamış. Ömür dedimse topu topu otuz yıl yaşamış. Oysa bu topraklara barbarları yok etmeye gelmiş. O hayal ettiği barbarlığın karşısında muhteşem bir medeniyetle karşılaşmış. Sonra yangın yeri olan bu topraklardan Anadolu doğmuş. Medeniyet insanın ateşi bulduğu gün başlamış ama ateşi nasıl kullandığına bağlı hayatın döngüsü. Ne muazzam çelişkidir ki Anadolu'da bu yangınlardan dirildi. Bir arada yaşayan milletler birbirinin geleneklerine öyle karışmış ki Yezidi'nin bayramını birlikte kutlamışlar, Hıdırellez'in hangi millete ait olduğu kimin umurunda. O ateşin üzerinde kol kola atlayan Müslüman, Hristiyan, Süryani, Yezidi gençlerinin neşelerini ne engelleyebilir? Hırs ve acımasızlık." Oysa şimdi...Lena