Ölüm eski dedektif Eve Duncan'ın günlük hayatının bir parçasıdır. Tanınmayacak haldeki cinayet kurbanlarına bir yüz vermek onun mesleği. Şimdi mesleği hem kendisini hem de yakınındaki herkesin hayatını tehlikeye atıyor.
Her şey bir senatörden gelen telefonla başlar. Senatör Duncan'dan bir cesedin kimliğini belirlemesini ister. Duncan ilk başta işi kabul etmek istemez. Trajik geçmişini geride bırakmış üvey kızıyla huzurlu bir hayat yaşamaktadır. Fakat onunla hiç ilişkisi yokmuş gibi görünen bir dizi cinayet bu huzurlu hayatı tehlikeye atmak üzeredir. Kendisine çok az bilgi verilen ve büyük bir gizlilik içinde çalıştırılan Duncan bütün bu önlemlerin kendisini korumak için mi yoksa hapsetmek için mi olduğunu merak etmeye başlar.
Son derece acımasız hiç beklenmedik bir anda beklenmedik bir yerde harekete geçebilen ve sanki hiçbir şey onu durdurazmazmış gibi görünen katil Duncan'ın çalışmasını engellemeye uğraşmaktadır. Sorular ve hayatına yönelik tehditlerin birikmesiyle Eve Duncan korkunç bir komplonun parçası olduğunu anlar. Ama hayatta kalmak için cesedin ölümcül gizini kendi hayatını tehlikeye atarak ortaya çıkarmak ve bir yalanlar katmanının altında yatan korkunç gerçeği öğrenmek zorundadır.