Marksizm; yerinde durması olanaksız, yaşayan, organik bir düşünce. Uzun yol koşucularının ufkuna açılıyor. Reel sosyalizmin yaşadığı sıcak çöküntünün Marksizmin de sonunu getirdiğini savunan önyargılar, kapitalizmin o krizden öbürüne savrulduğu günümüzde artık unutulmaya başlandı. “Suçluluk dönemi” bitti, düşünce üretimi yeniden canlanıyor. Sosyalizm hayalini ütopya olmaktan çıkaran Marksizm, bir eski zaman düşüncesi değil. Hayatın her alanını anlamayı sağlayan bir düşünme biçimi, yorumlama yöntemi, derinlikli bir felsefe, yüksek bir soyutlama yetisi. Semih Gümüş, dünyayı değiştirme düşüncesi olarak, insanın bilişsel yetileri ölmedikçe Marksizmin eskimeyeceğini anlatıyor: “Bizim gündüzümüz sosyalizm mücadelesinin olağan pratiğiyle yaşanır, savaştığımız idealin gerçekten çıkıp gerçeküstüne varıncaya dek değişen düşleriyle tamamlanır. Ve düşler bizi olduğumuz yerden alıp ileriye, görmediğimiz, düşünmediğimiz dünyalara taşır.”
Yazar Hakkında:
Semih Gümüş 1956’da, Ankara’da doğdu. 1971’de Ankara Fen Lisesine girdi, 1981’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. İlk yazısı aynı yıl Yazko Edebiyat dergisinde
yayımlandı. 1981-1985 yılları arasında Yarın dergisinin, 1995-2005 yılları arasında Adam Öykü dergisinin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Pek çok derginin kuruluşunda, yönetiminde yer aldı. 2006 Aralık ayında Notos dergisinin yayın yönetmenliğini üstlendi. Yayımlanan kitaplarından bazıları: Roman Kitabı (1991), Kara Anlatı Yazarı (1994), Yazının ve Tarihin Bilinci (1994), Başkaldırı ve Roman (1996; Cevdet Kudret Eleştiri Ödülü), Öykünün Bahçesi (1999), Yazarın Yalnızlık Burcu (2005), Modernizm ve Postmodernizm (2010), Çözümleyici Eleştiri (2012), Yazar Olabilir miyim? (2012), Okumak ve Yazmak (2014), Belki Sonra Başka Şeyler de Konuşuruz (2015), Yalnızlık Kime Benzer (2017), Yazarın Ölümü (2021), Yaşadıklarım Belleğimde Uğulduyor (2023), Yaşayan Marksizm (2024).