Aklımı ele geçiren, dilimden düşüremediğim duamın kabul olduğu gün geldi çattı nihayet. Anne olduktan sonra hayatım değişti; eski ben yitip gitti; yerine yepyeni bir kadın geldi gibisinden edebî ya da metaforik falan da değil, bildiğiniz öldüm. Üstelik pisi pisine, kendime pek yakıştıramadığım bir şekilde.
Hiç öyle şatafatlı falan değildi ölümüm. Sanki insan gibi değil de, yanlış zamanda yanlış yerde dolanan bir kakalak gibi ölüverdim; ne olduğunu anlayamadan, ne olup bittiğinin farkına bile varamadan. Bir saniye vardım, sonrasında yok oluverdim. Bu da onun hikâyesi; nasıl öldüğümün, daha doğrusu ölüverdiğimin.
Merak ediyorsunuz biliyorum ama acele ettirip de hikâyenin başını sonunu karıştırtmayın bana ne olur! Zaten gidip geliyor aklım.