Kemalettin Tuğcu, yazmaya başladığı 1930’lardan vefat ettiği 1996 yılına kadar kendi kuşağının en çok okunmuş yazarlarından biridir. Edebiyat kamusunun görmezlikten geldiği Tuğcu, birkaç vicdanlı kalem dışında savunulmamış ve dünyaya hüzünle veda etmiş bir yazardır.
Türkiye’de Kemalettin Tuğcu’nun çok eleştirilmesinin arkasında iki önemli neden yatmaktadır: Yazarlığında ideoloji sözcülüğünden uzak bir tutum izlemiş, kendini edebiyatçı kabul etmediğini itiraf etmekten de çekinmemiştir. Yoğun eleştirilere rağmen Tuğcu, birkaç kuşak tarafından okunmuş ve çocuklara okumayı sevdiren bir yazar olarak tanınmıştır.
Kemalettin Tuğcu kimdir ve nasıl bir yazardır? Niçin aile, çocuk ve gençliğe yönelik kitapları ilgi görmüş ve çok okunmuştur? Çocuk edebiyatı tarihimizde yeri nedir ve nasıl bir çocuk yazarıdır? Bir dönem yazarı olan Tuğcu’nun bugün hâlâ okunuyor olması nasıl açıklanabilir?
Kitaplarından birkaçını çocukluğunda okuyan ve sonraki yıllarda yazarla dost olan Mustafa Ruhi Şirin, yazarın kronolojisinden yola çıkarak bir vefa kitabı hazırladı. Kitabın adı, Tuğcu’nun kendini savunduğu iki kelimeden oluşuyor: “Yazarak Yaşadım.” Yazarlığının ve çok okunmasının şifreleri bu iki kelimede saklıdır.