"Yengecin Kıskacı'nı yazarken tipleme olaylama kurgulama sürecini 'görselliğin' en uç noktalarına götürmeye çalıştım; öyle ki romanla senaryo arasındaki fark görselliğin 'mekanik' değil 'beşeri' olmasına indirgendi; böyece hikayenin okurla etkileşimi üçüncü boyuta taşınmış oldu. Hiç değilse ben öyle sanıyorum. Yazılış tarihleri çok farklı bu dört uzun hikayeyi birarada yayımlamayı bu yüzden uygun buldum: Görsellikten kaçıp formalizme sığınacak yerde görselliği hikaye ve romanın metnine taşımayı tercih eden bir yazarın aşağı yukarı kırk yıllık serüveni somut olarak görülebiliyor. Başarı nisbeti nedir? Bunu elbette okur tayin edecektir. Bizden yazması'.."