Yoksulluk konusu hemen hemen herkesi ilgilendirmektedir. İnsanlar ya yoksuldur ya yoksulluktan yeni kurtulmuş ya da kurtulmuşsa bile tekrar düşme endişesi yaşamaktadır. Bu sebeple bu kitap yediden yetmişe herkesi ilgilendirmektedir.
Elinizdeki kitap sizlere yoksulluğun bilgisinden öte müktesebatını verme amacını gütmektedir. İktisat literatürünün yanı sıra işin içerisine arkeoloji, tarih, edebiyat, sinema, psikoloji ve din dahil edilerek daha da görünür ve hissedilir kılınmaya çalışılmıştır.
Kitabın temel tezi, zannedilenin aksine, yoksulluğun insanlık tarihi ile başlamış olduğu ve halen şekil değiştirerek ve üstelik artarak devam ettiğidir. Paylaşılan bilgilerden anlaşıldığı üzere insanoğlu tarihsel olarak hangi aşamaları katetmiş olursa olsun bir türlü yoksulluğu temelli bir şekilde çözmeyi başaramamıştır. Avcı toplayıcıların yeme içme problemlerine, tarım toplumlarında iklim krizleri ve kıtlıklar, sanayi toplumlarında yeterli beslenme ve temiz gıdaya erişim, kentli toplumlarda ise gecekondulaşma ve türlü türlü yoksunluklar eklenmiştir. Nihayetinde insanlığın bir kısmı sürekli açlık ve kıtlık içerisinde hayatını geçirirken ümit hep başka bahara kalmış, refah ise insanlığın büyük bir kısmı için Kafdağı’nın ardında olmuştur.
Özellikle toplumun çocuklar ve kadınlar gibi görece zayıf kesimleri için daha da can yakıcı olan yoksulluğu daha derinden anlamamızı sağlayan eser, sayfalarda ilerledikçe karşılaşacağınız birçok bilgi ve yorum ile bakış açınızı değiştirme gücüne sahiptir.