İlk olarak, bu kitaptaki yazılarımın tamamının, algıladıklarımın ve tasarımlarımın analizine dayandığını söylemek isterim.
İnsanlar arasında, gerçekçiliğin dışına çıkmama çabasının popüler tanımının kötümserlik olması gibi genel bir durum mevcut. Ancak kendim için iyimserlik ve kötümserlik kavramlarına gerek duymadığımı da belirtmek isterim. Zira bu kavramlar, yalnızca gerçeğin peşinde olan bir perspektif için kullanışsız kalacaklardır. Elbette gerçekler iyi veya kötü olarak yorumlanabilir. Buna göre, çoğunlukla iyi gerçeklere odaklanan ve(ya) kendini, olmayan bir iyiye inandıran bir perspektif, iyimser olarak nitelendirilebileceği gibi, tersi de kötümser olarak nitelendirilebilir. Ancak gerçekler konusunda yapılan bu seçicilikten ve özellikle de kendini, olmayan iyiye veya olmayan kötüye inandırma gibi hatalardan arı olan bir perspektif, takdir edersiniz ki iyimser veya kötümser olarak adlandırılamaz. Ve ben de okuyor olduğunuz bu kitapta bu perspektifte kalmaya özen gösterdim.