Selçukluların zayıflamasıyla Türk beyliklerinin Anadolu'yu adeta parsellediği 13. yüzyılın sonlarında ve Osmanlı devletinin kurulduğu yıllarda Yunus Emre Türkçenin bir kutup yıldızı olarak parlamaktadır. O zamandan bu zamana Yunusça söyleyiş'in çizgisini sürdüren ve dilimizin deniz fenerleri olan Hacı Bayram-ı Veli Eşrefoğlu Rumi İbrahim Gülşeni Ümmi Sinan Aziz Mahmud Hüdayi Niyaz-i Mısri Lamekani Hüseyin Efendi gibi mutasavvıf şairler silsilesinin yazmış olduğu şiirler hep bu Türkmen kocası'na işaret etmektedir. Hatta Kaygsuz Abdal Pir Sultan Abdal Karacaoğlan Kul Himmet ve daha birçoklarında da bu bereketli kaynağa bakmak gerekir. Çağdaşı birçok sanatkara nazaran dilimizi sade ve yalın bir halde kullanan bu şairimizin şiirleri çağdaş bir sanatkarın kaleminden çıkmışcasına hem şekil olarak hem de içerik olarak yeni ve anlaşılırdır.