Yüz yıldır türlü kalkışma ve devrimlerle çalkalanan İran’da, halkın ihtilalinin halkın başına nasıl çalındığının hikayesi Yüz Yıl İhtilal. Hürriyet ve bağımsızlık için en ağır bedelleri ödeyen fakat yine de vatanı, egemenliği ve hakları gasp edilmiş Güney Azerbaycan Türklerinin öyküsünü aktaran bu roman; rejim adına çalışan bir memura bir Pantürkisti sorgulama görevi verilmesinden sonra değerlerini, onurunu ve haysiyetini yeniden keşfetmesini, vicdan mahkemesinde kendini sorgulamasını konu almaktadır. Millet, memleket ve hürriyet mefhumlarını hayatın gerçekliği ile adeta çapraz ateşe tutan yazar, kendi memleketinin hikâyesini başarılı bir kurgu ile okuyucularına anlatıyor. “O gece kitapları bahçede kuytu bir yere gömdük. Ben sonrasında da bu bahçenin kutsal bir yer olacağına inanıyordum. Sanki orada bir şeylerin olacağına inanıyor ve sıra dışı bir şeylerin yeşereceğini düşünüyordum. Babam hep derdi ki: “Kitabın gömüldüğü yerden ihtilal yeşerir.”
Peki bir ihtilal neleri yeşertir?