"...BİRDEN kahkahaları bıçak gibi kesildi. Uyuşukluğu yavaşça çözülmeye başlıyordu. İnanılmaz bir yorgunluk hissi bedenini hükmü altına almıştı. Bunun nedeni, geçirdiği krizin -ya da adı her neyse- tüm gücünü tüketmiş olmasıydı. Önce tüm sinir uçları aşırı duyarlılık göstermeye, daha sonra kulaklarında basınç hissetmeye başladı. Yaşadıklarını anımsamaya çalıştı; olan biteni aklında sıraladı. Krizin aslında korkulacak bir tarafı yok gibiydi. Biraz yorulmuştu, hepsi bu kadardı. Ayrıca o kadar doyurucu gülmüştü ki; keyifli bile sayılabilirdi. Peki, bu nöbeti geçirmesine ne sebep olmuştu?" Tam da bütün kötü şeylerin sizin başınıza geldiğini düşündüğünüz esnada, durumun hiç de o kadar basit olmadığını anlayabilseydiniz; yine aynı fikirde olur muydunuz? Bir Varlık, birbirlerinden haberleri yokken ayrı ayrı parçalanmış gibi gözükse de aslında bir bütünün sayısız parçaları; sefil bir yaşamdan, birçok alternatif zamana ve farklı hayatlara açılan sinsi bir pencere... Biliyoruz, çoklu evren teorisini hiç bu açıdan okumadınız.