Anadolu coğrafyasının pek çok bölgesinde irşad faaliyetinde bulunan Nakşibendiyye'nin Hâlidiyye kolu tekke ve zaviyeleri, İslam düşünce ve kültür hayatında önemli yeri olan münevverler yetiştirmiştir. İşte bu kola mensup olup Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde Kuzey Irak bölgesinde yaşamış Şeyh Bahâuddin Tâhâ b. Abdurrahmân el-İmâdî tarafından kaleme alınan ve orijinal adıyla kısaca Minhâc olarak bilinen Ahyâr ve Ebrârın Yolu: Tasavvuf, günümüze ulaşan tek el yazması nüshası üzerinden ilk kez Türkçeye tercüme edilen bir hal ilmi klasiğidir.
Altı bölümden oluşan ve birinci bölümü akaid ilmine dair olan eserin geri kalan tüm kısımları tasavvufun mahiyetine dair olup bu yola baş koymak isteyen sâliklere yönelik bir rehber mesabesindedir. Türk okuru için uzak olmayacak bir neşve ile kaleme alınmış olan bu değerli eser, müellifinin yakın tarihte kitlelere hitap edebilmiş bir yola müntesip büyük bir isim olması hasebiyle de ayrıca önem arz ediyor. Bunun yanında kitap, yalnızca Nakşibendî ahkâmından değil, bütün tasavvuf kültürünün ve beş ana tarikatın düsturlarından bahsediyor. Şeyh Bahâuddîn Tâhâ; Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat akaidini, sülûk ehli için tüm tarikatlarda önem verilen düsturları; tevbe, verâ, zühd, sabır, fakr, şükür, havf, recâ, tevekkül ve rıza olmak üzere on makamı, Müceddidiye-i Nakşibendiyye'nin erkânı ile Kâdiriyye ve Çeştiyye gibi yolların âdâbını detaylı bir şekilde açıklayarak okurunu kalemden kelâma irşad ediyor.