Hayatın bir mıknatıs gibi olduğunu farkettiğim an; en daraldığım, ertelenmiş hissettiğim, hayatıma koyduğum virgüllerin buradan köye yol olduğu, henüz anne bile olmadığım ana tekabül eder. Mıknatıs da, öyle bir mıknatıs ki, bir yanı geçmiş, bir yanı gelecek; arada tahta olsa bana mısın demez. Arada da tahta yok hani, `an` var, ben varım. Madem farkına vardım; daha fazla niye kendimi sıkıştırayım?Sonra, bir açtım kollarımı,ama öyle bir açtım ki, geçmiş tersine döndü, gidiş o gidiş. Ne an sıkıştı araya, ne geçmiş kovaladı.Artık nereye baksam gelecek, nereye baksam şu andayım.Burası çok güzel, haydi gelin, biraz da birlikte bakalım...