19. yüzyılda, henüz petrol, hatta uranyum bugünkü ünlerine ulaşmamışken, dünyanın başka değerlerinden söz ediliyordu. Altın, gümüş, ipek, baharat ve ilaç sanayinde kullanılan çeşitli bitkiler bunların başında geliyordu. Bu kaynaklar açısından Yemen, o dönemde, yani 18. ve 19. yüzyıllarda dünyanın sayılı coğrafyalarından bir tanesiydi. Hele önceki dönemlerde, Sabâ krallığının altın çağlarında Yemen, kendisinden çok söz edilen ülkelerden bir tanesiydi. Bu nedenle Yemen, yüzyıllar boyunca her çevreden insanın merakını celbediyor, her biri kendi alanında araştırmalar yapmak için Yemene gitmenin yollarını arıyorlardı. <br />
Dünyanın pek çok yerini görmüş olmama rağmen senelerimi verip üzerinde araştırma yaptığım bu ülkeyi görmemiş olmam beni üzüyor, okuduğum binlerce belgede adları geçen yerleri merak ediyor, bir gün oralara gidip görmeyi hayal ediyordum.<br />
Çok şükür Allah bana böyle bir imkânı nasip etti. Ben de bunu sizlerle paylaşmak istedim. Bu vesile ile Yemeni birlikte gezecek, uzun tarihinin nefhalarından nasiplenecek, dağlarından çiçekler derecek, binlerce yıllık geçmişinin yaprakları arasında dolaşarak, Yemenin neden Yemen olduğunu göstermeye çalışacağım.<br />
Bir zamanlar, biz Yemenliyi, Yemenli de bizi anlamamış; yanlış davranışlarımızdan dolayı türküler yakmıştık Yemen için, Ano Yemendir/ Gülü çemendir/ Giden gelmiyor/ Acep nedendir? diye<br />
Şimdi ise birbirimizi anlıyor, doğru davranışlar yapıp değiştirmek istiyoruz içimizi burkan bu türküyü. Çünkü artık biz Yemeni ve Yemenlileri, Yemenliler de bizi seviyor.