Aşk-ı Vatan, İspanya’da yetişmiş ve daha sonra talihinin kötü bir cilvesiyle cariye olarak İstanbul’a, Laz Ahmet Paşa’nın yanına gelmiş Gülbeyaz’ın hikayesini güzel bir dille anlatmaktadır. Eser zamanında hem konusu hem de edebî uslubunun ustalığı nedeniyle kadınlarımız tarafından beklenenden daha fazla ilgi görmüştür.
Gerçi Zafer Hanım’ın bugün “roman”dır dediğimiz eserine Mehmet Zihni Efendi bir yerde;güzel bir hikâyenin tasviri”, bir diğer yerde “tercüme-i nakl”, yine başa bir yerde ise “güzel bir risale” ifadesini kullanmaktadır. Bugün dahi eserin bir tercüme olup olmadığı tartışılıyor. Bir kısmı İspanya’da diğer kısmı İstanbul’da geçen öykünün aslen bir diplomat eşi olan Zafer Hanım’ın dış ülkelerdeki izlenimleri olabileceği gibi eski cariyelerden Refia Hanım’dan dinledikleri üzerine naklen kurguladığı bir hikaye de olabileceği kesinlik kazanmış değil… Ama Zihni Efendi’nin yazdığına göre; o zamanki kadın okuyucular, “beklenenden çok daha fazla alaka” göstermişlerdir bu “edebi letafeti ve zarif halaveti” yüksek esere… Zihni Efendi’nin iltifatkar gibi duran bu vurgusunda; aslen eseri, taife-i nisa’nın bir kitabı olarak görme yatkınlığını da hemen hissedebilirsiniz…