Az Kalan Gölge’nin Osman’ı önce doğduğu yerde düşe kalka, sonra dünya üzerinde düşe kalka yaşadı durdu. Durdu ama öyle durmak değil. Yaşamaya yemin etmiş gibi debelendi durdu. Okullar okudu, askere gitti, darbeler gördü ve rüyalar, dünyaya baktı; hayatın yüzüne. Okyanuslar aştı, parklarda yattı, yürüdü hem de çok, biz de onunla beraber. Görmedi, etrafında pervaneler vardı. Sonra bir gün oturup kendine laf anlatmaya başladı Osman oğlu Osman; kendine laf dinletmeye.
“Gönlün genişti senin, uçmak istedin, açmak istedin, kaçmak istedin.”